Başkan Başçı enflasyon raporunu ilk kez İstanbul’da tanıttı. Gitmek istiyordum ama karlı havayı görünce vazgeçtim. Artık yılın dört raporundan ikisi zaten İstanbul’da açıklanıyor. Temmuz’da hava muhalefeti olacağını sanmam.
Enflasyon raporu para politikasının temel metnidir. O açıdan merakla bekleniyordu. İçeriği açısından zengin bir rapor olmuş. İç ve dış konjonktür analizini doyurucu buldum. Merkez Bankası’nın teknik kapasitesi çok güçlendi. Keyifle okudum.
Yeni bilgiler de var. Bir bölümü medyaya yansıdı. Biliyorum, para politikası tartışmalarından sıkıldınız. Ama hâlâ güncelliğini koruyor. Sırası geldikçe ayrıntılarına girmek istiyorum.
Dünya Bankası eğitim raporu çıktı. Maalesef daha elime geçmedi. Bir önceki raporu 2006 başında yayınlanmıştı. Bu köşede üç yazı ile değerlendirdim (Şubat 2006). Çok önemsiyorum. İlk fırsatta gözlemlerimi sizlerle paylaşacağım.
Tarihi rekorlar yılı
Aralık dış ticaret verileri salı günü TÜİK tarafından yayınlandı. Sürpriz yoktu. Aylık ihracat yüzde 6 artışla 12.5 milyar dolara yükseldi. İthalat geçen yılın 20.6 milyar dolar düzeyinde kaldı. Dış ticaret açığı 600 milyon dolar azaldı; 8.1 milyar dolara geriledi.
Yıllık sayılara dönelim. 2011’de ihracat yüzde 18,5 artarak 135 milyar dolara ulaştı. Takvim yılı bazında tarihi rekordur. Ancak 12 aylık toplam ihracat Eylül 2008’de 136 milyar doları görmüştü.
Paritedeki oynaklığın etkisinden kurtarmak için “0.5 $ + 0.5 euro” döviz sepeti bazında bakıyorum. İhracat 2011’de 113 milyar dolar ile tüm zamanların en yüksek düzeyine çıktı. Bilgi için: Eylül 2008’de 109 milyar dolar olmuştu.
Bir başka tarihi rekor ithalattan geldi. Yüzde 30 artarak 241 milyar dolara tırmandı. Bu arada kasımdan aralığa yıllık ithalatın sabit kaldığına da dikkat çekelim. En azından bir süre için ithalatın zirveyi gördüğünü söyleyebiliriz.
Ya dış ticaret açığı? Yılı 106 milyar dolar ile bitirdi. Takvim yılı bazında tarihi bir rekordur. Ancak 12 aylık toplamda rekor ekimin: 107 milyar dolar. Yani yıllık bazda dış ticaret açığı yavaş da olsa küçülmeye başladı.
Eğilim doğru yönde
2012’de “yumuşak iniş” senaryosu büyük ölçüde dış ticaret açığının davranışına bağlıdır. Dolayısı ile takvim ve mevsim etkisi temizlenmiş son çeyrek verileri önem kazanıyor.
Ne görüyoruz? Ekim, kasım ve aralıkta aylık ihracat bir önceki aya kıyasla az da olsa (yüzde 1-2) artıyor. Buna karşılık aylık ithalat azalıyor (yüzde 1-6). Çeyrek bazında ise, bir önceki çeyreğe kıyasla ihracatta düşüş (yüzde 4,2) ithalatın (yüzde 5,5) altında kalıyor.
Anlamına bakalım. Euro krizi ihracatta güçlü artışa izin vermiyor. Ama döviz kuru ve gevşeyen iç talep ithalatı frenliyor. Neticede dış açık daralıyor. Bu eğilim “yumuşak iniş” için yeterli midir? Kritik gösterge 2012 ilk çeyrek ithalatıdır. Göreceğiz.