Cari Açık ve Tasarruf Uyarısı

Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya BaÅŸekonomisti Indermit Gill, ”Yurt dışından gelen para, yurt içindeki tasarrufun yerini almaya baÅŸlamışsa, bu sizin başınızı derde sokabilir. Bu para tasarrufun yerine geçmeyip yatırıma dönüşüyorsa, büyümenin yolunu açacaktır, endiÅŸelenmeye gerek yoktur” dedi.

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser de, ”Cari açık artan tüketimden kaynaklanır ve tasarruflarda düşüş baÅŸlarsa, endiÅŸelenmeniz gerekiyor. Bence Türkiye’deki durum tamamen bundan kaynaklanmıyor” deÄŸerlendirmesinde bulundu.

Indermit Gill ile Martin Raiser, Hilton Oteli’nde, ”Büyümenin Altın Kuralı: Avrupa Ekonomik Modeli’ne Görkeminin Yeniden Kazandırılması” baÅŸlıklı raporun sunumunun ardından, davetlilerin sorularını cevapladı.

Raiser, ülkelerin kültürleri ve kurumlarının ekonomik büyüme için taşıdığı öneme deÄŸindi. Avrupa’daki büyük devletlerin büyüme için yeterli ortam yaratmadıklarını anlatan Raiser, Ä°sveç gibi bir ülke ile Yunanistan gibi bir ülke arasındaki temel farkın, devlet harcamalarının verimli kullanılmasını saÄŸlayan kurumlar olduÄŸunu söyledi.

Raiser, ekonomik büyümede iyi yönetişimin, devlet mekanizması ile iş gücü piyasasının nasıl organize edildiğinin de önemli olduğunu dile getirdi.

Raporda, cari açıkla ilgili risklere yer verildiğini hatırlatan Raiser, şunları kaydetti:

”Dış dengelerdeki deÄŸiÅŸiklikler iç yatırımı ve içerideki tasarruf miktarını da etkiliyor. Cari açık, bir ülkenin daha fazla yatırım yapmasından kaynaklanıyorsa, verimlilik artışına da yol açar. Bu demektir ki, cari hesap, böyle bir durumda rekabet edebilirliÄŸi azaltmıyor. Ama diÄŸer taraftan, Yunanistan ve Portekiz gibi ülkelerde cari açık, ulusal tasarruf miktarlarındaki düşüşten kaynaklanıyor. Özel sektör ve devletin tasarruf yapısında düşüş oluyor.

Sermaye akışı bir anlamda tüketimdeki ve sürdürülemeyecek büyümedeki dengesizlikleri gidermek için kullanılıyor. Ä°ÅŸte o zaman tehlike yaratıyor. Cari açık, artan tüketimden kaynaklanır ve tasarruflarda da düşüş baÅŸlarsa, endiÅŸelenmeniz gerekiyor. Bence Türkiye’deki durum tamamen bundan kaynaklanmıyor. Aldığım bilgiler ışığında ÅŸunu söylüyorum. Türkiye’de tasarruf miktarı çok düşük. Esasında cari açık, temelde düşük tasarruf miktarından kaynaklanıyor, yüksek yatırım miktarından deÄŸil. Bu bakış açısıyla yaklaÅŸtığımızda Türkiye’nin deÄŸerlendirmeye alması gereken bir konu.”

-”Türkiye’deki tasarruflara iliÅŸkin rapor yayınlanacak”-

Indermit Gill de, Türkiye’deki yurt içi tasarrufların rolüne ve bu tasarrufların büyüme üzerindeki etkisine dair bir raporu yakında yayınlayacaklarını belirtti.

Bu raporun, Türkiye’de son 10 yılda tasarrufların neden düştüğüne dair bir çalışma olacağını anlatan Gill, ”Aynı zamanda yatırımlarla tasarruflar arasındaki baÄŸlantıyı da kuracak. Yurt dışından gelen para yurt içindeki tasarrufun yerini almaya baÅŸlamışsa, bu sizin başınızı derde sokabilir. Ama yurt dışından gelen para tasarrufun yerine geçmeyip yatırıma dönüşüyorsa, büyümenin yolunu açacaktır, endiÅŸelenmeye gerek yoktur. Pek çok DoÄŸu ve Orta Avrupa ülkesinde bu sermaye akışı büyümeye çok yardımcı oldu. Bazı Güney Avrupa ülkelerinde ise bu para tüketime gittiÄŸi için olumsuz etki yaptı” diye konuÅŸtu.

Dünya Bankası’nın Avrupa ve Orta Asya (ECA) Bölgesi BaÅŸekonomisti Indermit Gill, ”Türkiye’nin son 10 yıldaki Avrupa ile entegrasyonunun zengin ekonomik potansiyelini ortaya çıkardığını” söyledi.

Gill, Dünya Bankası’nca hazırlanan ”Büyümenin Altın Kuralı: Avrupa Ekonomik Modeli’ne Görkeminin Yeniden Kazandırılması” baÅŸlıklı raporu Ankaralı ekonomi çevreleriyle paylaÅŸtı.

Raporun içeriÄŸi hakkında bilgi vererek deÄŸerlendirmelerde bulunan Gill, Avrupa’nın son 50 senede kaydedilen ilerlemeyi sürdürmek için birbirini takip eden üç görevi yerine getirmesi gerektiÄŸini söyledi.

Gill, bu görevlerin, yakınsama makinesini yeniden çalıştırmak, küresel Avrupa markasını yeniden oluşturmak ve yaşam tarzını erişilebilir kılmak için özel yaşam ve çalışma hayatı arasındaki dengeleri yeniden tesis etmek olduğunu kaydetti.

Avrupa ekonomilerinin dünyanın en açık ekonomileri olduÄŸunu anlatan Gill, 2008-2009 dönemine damgasını vuran küresel krizden önce, dünyada yaklaşık 15 trilyon dolar seviyesinde bulunan uluslararası mal ve hizmet ticaretinin yarısından Avrupa’nın sorumlu olduÄŸunu dile getirdi.

Benzer bir canlılık ve hareketliliÄŸin finansal akımlar için de geçerli olduÄŸunu anlatan Gill, ”SaÄŸlam ve giderek de büyümekte olan finansal iliÅŸki ve baÄŸlantılar, tek pazarın da desteÄŸiyle söz konusu Avrupa yakınsama makinesinin çekirdeÄŸini oluÅŸturmaktadır” dedi.

-”Türkiye’nin potansiyeli ortaya çıktı”- 

Avrupa ekonomi modelinde, modelin bileşenlerinin kendi içinde farklılık arz edebildiğini kaydeden Gill, ticaret ve finans bileşenlerinin modelin güçlü tarafı olduğunu, girişimcilik ve inovasyonun ise Avrupa genelinde çok iyi durumda olmadığını dile getirdi.

BirliÄŸin yeni üyesi olan ülkelerin son yirmi sene içerisinde kendilerine sunulan fırsatları iyi deÄŸerlendirmek, çaÄŸdaÅŸ iÅŸ hizmetleri ve mal ticareti yoluyla batıyla bütünleÅŸmek konularında özellikle baÅŸarılı olduklarını anlatan Gill, son on yıl içerisinde de GüneydoÄŸu Avrupa’dan Avrupa BirliÄŸi üyeliÄŸine aday olan ülkelerin mal ticareti ile seyahat ve taşımacılık gibi daha geleneksel hizmetlerin ticareti yoluyla bu trendi devam ettirmekte olduklarını belirtti.

Sunumunda Türkiye’ye iliÅŸkin deÄŸerlendirmelere de yer veren Gill, ”Türkiye’nin son 10 yılda Avrupa ile entegrasyonu Türkiye’nin zengin ekonomik potansiyelini ortaya çıkarmıştır” dedi.

Asya’nın son yıllardaki geliÅŸimiyle dünyanın ticaret merkezi haline geldiÄŸini dile getiren Gill, ”Modern hizmetlerde Asya ileriye gidiyor. AB içerisinde de buna ihtiyaç var” ifadesini kullandı.

-”Türkiye’nin mali entegrasyonu üst düzeyde”-

Avrupa içindeki küçük ekonomilerin Batı Avrupa ekonomilerine bağımlı olmasına doğru bulmadığını da kaydeden Gill, Türkiye, Polonya Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerin AB ile olan ticaretinin son dönemde gerilemesine karşın, söz konusu ülkelerin dünyanın geri kalanıyla bağlantısının sürdüğüne dikkati çekti.

Son yıllarda Türkiye’nin ihracatının önceki dönemlere göre geliÅŸtiÄŸini anlatan Gill, Türkiye’nin bütün dünyaya olan ihracatının arttığını vurguladı.

Türkiye’de mali yapı konusunda yaÅŸanan geliÅŸmeler hakkında da konuÅŸan Gill, ”Türkiye’nin mali entegrasyonu üst düzeyde, ama reel entegrasyonu o düzeyde deÄŸil” yorumunu yaptı.

Güney Avrupa ülkelerinin AB’nin diÄŸer ülkelerine kıyasla iÅŸ yapmanın en zor olduÄŸu ülkeler olduÄŸunu da kaydeden Gill, Türkiye’nin de verimlilik açısından Güney Avrupa’ya benzediÄŸini söyledi.

AA

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir