Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantı özetinde, 2011 Aralık ayında yıllık enflasyonun giyim ve ayakkabı grubunda gerilerken giyim dışında kalan temel mallarda Türk Lirası’ndaki deÄŸer kaybının gecikmeli yansımalarıyla yükselmeye devam ettiÄŸi belirtilerek, ”Döviz kuru kaynaklı gecikmeli etkilerin, hafifleyerek de olsa, temel mal fiyatları kanalıyla Ocak ayında da hissedileceÄŸi tahmin edilmektedir” denildi.
Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu’nun 24 Ocak’ta yaptığı toplantının özetini açıkladı.
Toplantı özetinde, geçen yıl Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0,58 oranında arttığı ve yıllık enflasyonun yüzde 10,45’e yükseldiÄŸi hatırlatıldı.
Aralık ayında yayımlanan Para Politikası Kurulu toplantı özetinde de belirtildiği üzere, yıllık gıda enflasyonunun islenmemiş gıda fiyatlarına bağlı olarak önemli ölçüde yükseldiği dile getirilen toplantı özetinde, temel mal grubu yıllık enflasyonunun döviz kuru gelişmelerinin gecikmeli etkileri ile artmaya devam ederken, hizmet fiyatlarındaki ılımlı seyir ile temel enflasyon göstergelerinin yükseliş eğiliminin durakladığı kaydedildi.
Gıda ve alkolsüz içecek fiyatlarının geçen yıl Aralık ayında yüzde 1,97 oranında artığı ve yıllık gıda enflasyonunun yüzde 12,21’e yükseldiÄŸi anımsatılan toplantı özetinde, iÅŸlenmiÅŸ gıda fiyatlarındaki artışların hız kesmekle birlikte devam ettiÄŸi belirtildi.
Aralık ayında en önemli geliÅŸmenin islenmemiÅŸ gıda fiyatlarında yaÅŸandığı ifade edilen toplantı özetinde, bu grupta fiyatların temelde sebze fiyatlarına baÄŸlı olarak yüksek bir oranda arttığı, böylelikle grup fiyatlarının son çeyrekte endeks tarihindeki ”en yüksek çeyreklik artışı” kaydettiÄŸi bildirildi.
Özette, söz gelişmenin düşük baz etkisiyle birleşince islenmemiş gıda fiyatlarının yıllık tüketici enflasyonuna yaptığı katkının üçüncü çeyrek sonuna kıyasla 2,5 puan artış gösterdiği hatırlatıldı.
-”Yıllık enflasyon giyim ve ayakkabı dışında yükseldi”
Aralık ayında hizmet fiyatlarının yüzde 0,29 oranında arttığı ifade edilen toplantı özetinde bu grupta yıllık enflasyonun haberleÅŸme hizmetlerindeki yüksek baz nedeniyle yüzde 6,27’ye gerilediÄŸi belirtildi.
Aynı dönemde yıllık enflasyonun kira ve lokanta otel hizmetlerinde sınırlı oranda yükseldiÄŸi kaydedilen toplantı özetinde, diÄŸer taraftan, Türk Lirası’ndaki deÄŸer kaybı ile son dönemde artış eÄŸilimine giren ulaÅŸtırma hizmetleri fiyatlarının ise bir önceki aya kıyasla belirgin bir deÄŸiÅŸim göstermediÄŸi bildirildi.
Özette, mevsimsellikten arındırılmış hizmet fiyatları ile yayılım endeksinin ise anılan dönemde hizmet fiyatlarının ana eğiliminde yavaşlamaya işaret ettiğine dikkat çekildi.
Temel mal grubunda yıllık enflasyonun 2011 Aralık ayında yüzde 10,09’a yükseldiÄŸi anımsatılan toplantı özetinde ÅŸunlar kaydedildi:
”Yıllık enflasyon, giyim ve ayakkabı grubunda gerilerken giyim dışında kalan temel mallarda Türk Lirası’ndaki deÄŸer kaybının gecikmeli yansımalarıyla yükselmeye devam etmiÅŸtir. Döviz kuru kaynaklı gecikmeli etkilerin, hafifleyerek de olsa, temel mal fiyatları kanalıyla Ocak ayında da hissedileceÄŸi tahmin edilmektedir.”
Enflasyonu etkileyen unsurlara da değinilen özette, 2011 yılının son çeyreğine ilişkin verilerin iktisadi faaliyetin, bir miktar yavaşlamakla birlikte, gücünü koruduğunu gösterdiği vurgulandı.
Mevsimsellikten arındırılmış verilerle sanayi üretiminin 2011 Ekim-Kasım döneminde üçüncü çeyreğe göre güçlü bir artış sergilediği kaydedilen özette, kapasite kullanım oranının iki çeyrek geriledikten sonra yılın son çeyreğinde artış gösterdiği, hizmet sektöründe ise istihdamın yukarı yönlü seyrini istikrarlı bir şekilde sürdürdüğü belirtildi.
-”Yurtiçi talep büyümesinde ılımlı seyir bekleniyor”
Özette, ”Ekim ayından itibaren uygulanan parasal sıkılaÅŸtırmanın ve süregelen küresel sorunların etkisiyle önümüzdeki dönemde yurtiçi talep büyümesinin ılımlı bir seyir izlemesinin beklendiÄŸi” bildirildi.
Yakın dönemde tüketici kredilerinde ve firmaların iç piyasa siparişlerinde gözlenen eğilimlerin söz konusu bu görünümü desteklediği ifade edilen özette, bunun yanı sıra, imalat sanayi yurtiçi reel ciro endekslerinde 2011 yılı başından bu yana gözlenen ılımlı seyrin Ekim-Kasım döneminde de devam etmesinin nihai yurtiçi talepte ek bir ivmelenme olmadığına işaret ettiği duyuruldu.
-Dış talep
Dış talebin ”zayıf seyrini koruduÄŸu” kaydedilen toplantı özetinde ÅŸu ifadelere yer verildi:
”Son dönemde Euro Bölgesi’ne iliÅŸkin sorunların artmasıyla birlikte küresel büyümeye iliÅŸkin orta vadeli tahminler aÅŸağı yönlü güncellenmiÅŸtir. 2012 yılına dair küresel görünüm, ekonomilerin büyük bir bölümünde yavaÅŸlamaya iÅŸaret etmektedir. Bu çerçevede Kurul, döviz kuru hareketlerinin saÄŸladığı rekabet avantajı ve pazar çeÅŸitlendirmesine raÄŸmen küresel sorunların dış talebi sınırlamaya devam edebileceÄŸine dikkat çekmiÅŸtir.
Öte yandan Kurul, yurt içi talepte süregelen yavaÅŸlamanın ve Türk Lirası’ndaki birikimli deÄŸer kaybının ithalat talebini sınırlayıcı etkilerinin açıkça gözlendiÄŸini belirtmiÅŸtir.”
2011 yılı Ekim döneminde mevsimsellikten arındırılmış tarım dışı istihdamın uzun bir süre sonra ilk kez gerilediğine ve işsizlik oranlarındaki istikrarlı düşüş eğiliminin kesintiye uğradığına dikkat çekilen özette, tarım dışı istihdamın azalmasında inşaat ve sanayi sektörlerinin etkili olduğu belirtildi.
Özette, Kurul’un, kısa vadede inÅŸaat sektöründeki istihdam kaybının devam edebileceÄŸini, sanayi sektöründe ise tekrar artış gözlenebileceÄŸini ifade ettiÄŸi aktarıldı.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, geçici fiyat hareketlerinin ikincil etkilerinin sınırlı kalması ve özellikle 2012 yılının son çeyreğinde baz etkisinin de katkısıyla enflasyondaki düşüşün hızlanmasının beklendiğini bildirdi.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun 24 Ocak 2012 tarihli toplantısına iliÅŸkin özette, son dönemde açıklanan verilerin iç ve dış talep arasındaki dengelenmenin öngörüldüğü ÅŸekilde sürdüğünü teyit ettiÄŸi belirtildi.
Yurt içi nihai talep yavaşlarken net ihracatın büyümeye katkısının arttığı vurgulanarak, bu çerçevede önümüzdeki dönemde ekonomideki dengelenme eğiliminin süreceği ve cari işlemler açığının kademeli olarak azalmaya devam edeceğinin öngörüldüğü ifade edildi.
Kurul’un, 2011 yılının son çeyreÄŸindeki birikimli fiyat artışları nedeniyle kısa vadede enflasyonun yüksek seyrini sürdüreceÄŸine dikkati çektiÄŸi aktarılan özette, bu durumun beklentileri bozmasına izin vermemek için Merkez Bankasının, Ekim ayından bu yana para politikasında önemli bir sıkılaÅŸtırmaya gittiÄŸi bildirildi.
Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde yurt içi talep büyümesinin ılımlı bir seyir izlemesinin beklendiği aktarılan özette, şunlar kaydedildi:
”Yakın dönemde tüketici kredilerinde ve firmaların iç piyasa sipariÅŸlerinde gözlenen eÄŸilimler bu öngörüyü desteklemektedir. Dolayısıyla, geçici fiyat hareketlerinin ikincil etkilerinin sınırlı kalması ve özellikle 2012 yılının son çeyreÄŸinde baz etkisinin de katkısıyla enflasyondaki düşüşün hızlanması beklenmektedir.”
-Enflasyon tahminleri
Kurul’un, toplantıda son üç aylık geliÅŸmeler çerçevesinde Ocak Enflasyon Raporu’nda yer alması öngörülen enflasyon tahminlerini de deÄŸerlendirdiÄŸi belirtilen özette, şöyle devam edildi:
”Kurul üyeleri, para politikasının mevcut durumda yüzde 10,45 olan enflasyonu 12 ay içinde yüzde 5 düzeyine düşürecek ÅŸekilde uygulanmasının iktisadi faaliyette arzu edilmeyen dalgalanmalara yol açacağını ifade ederek, hedefe ulaÅŸma sürecinin yaklaşık bir buçuk yıllık bir zaman dilimine yayılmasının daha uygun olacağı deÄŸerlendirmesinde bulunmuÅŸtur. Dolayısıyla, enflasyonun yüzde 5’lik hedefe 2013 yılının ortalarında ulaÅŸacağı bir çerçeve esas alınmıştır. Öte yandan, önümüzdeki dönemde risk iÅŸtahının belirgin ÅŸekilde iyileÅŸmesi ve geliÅŸmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının tekrar hızlanarak Türk Lirasında güçlü bir deÄŸerlenme eÄŸilimi yaÅŸanması durumunda, 2012 yılının sonunda hedefe ulaşılmasının mümkün olabileceÄŸi vurgulanmıştır.
Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünün orta vadeli hedeflerle uyumlu olması için para politikasındaki sıkı duruÅŸun bir müddet daha sürdürülmesi gerektiÄŸini ifade etmiÅŸtir. Öte yandan, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin devam etmesi nedeniyle para politikasında esnekliÄŸin korunmasının uygun olacağı belirtilmiÅŸtir. Bu doÄŸrultuda, alınan tedbirlerin krediler, yurt içi talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkileri dikkatle takip edilecek, bir hafta vadeli repo ihalesi ile yapılan Türk Lirası fonlamasının miktarı gerekli görüldüğünde aÅŸağı veya yukarı yönlü ayarlanacaktır.”
-”Gün içi döviz satım ihaleleri daha etkili”
Özette, kurulun ayrıca cari denge dinamiklerindeki düzelme eğilimi ve küresel koşullardaki ani değişimler göz önüne alındığında, gün içi döviz satım ihalelerinin düzenli döviz satım ihalelerine kıyasla daha etkili ve para politikası amaçlarına daha uygun olacağı değerlendirmesinde bulunduğu kaydedildi.
Kurul’un, kısa vadede enflasyonun yüksek seyrini sürdürecek olmasının ikincil etkiler konusunda risk oluÅŸturduÄŸunu ifade ettiÄŸi aktarılan özette, Merkez Bankasının Ekim ayından itibaren gerçekleÅŸtirdiÄŸi parasal sıkılaÅŸtırmanın ikincil etkilerin ortaya çıkma olasılığını azaltmış olsa da önümüzdeki dönemde enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dikkatle takip edileceÄŸi ve orta vadeli enflasyon görünümünün hedefle uyumlu olması için gereken tedbirlerin alınacağı bildirildi.
Kurul üyelerinin, Avro Bölgesi’nindeki sorunların çözümünün beklenenden uzun ve sancılı olma olasılığının hem küresel büyüme hem de risk iÅŸtahına dair aÅŸağı yönlü risk oluÅŸturduÄŸunu belirttiÄŸi ifade edilen özette, ÅŸu ifadelere yer verildi:
”Öte yandan, çözüme yönelik atılan adımların beklenenden daha hızlı ve kararlı bir ÅŸekilde sonuçlandırılması halinde ise küresel ekonomiye dair öngörülenden daha olumlu bir algılama ortaya çıkabilecektir. Böyle bir durum, geliÅŸmiÅŸ ülkelerin merkez bankalarının uyguladığı miktarsal geniÅŸleme politikasının da etkisiyle risk iÅŸtahını güçlendirerek geliÅŸmekte olan ülkelere yönelen sermaye akımlarını tekrar hızlandırabilecektir. Dolayısıyla, Avro Bölgesi’ne iliÅŸkin süregelen sorunlar ve buna yönelik tedbirlerin etkililiÄŸine iliÅŸkin belirsizlikler, önümüzdeki dönemde küresel piyasalardaki oynaklığın süreceÄŸine iÅŸaret etmektedir.
Bu görünüm, birden fazla aracın kullanıldığı esnek para politikası yaklaşımını gerekli kılmaktadır. Kurul, önümüzdeki dönemde küresel ekonomideki geliÅŸmeleri yakından izleyerek üzerine düşen tedbirleri gecikmeksizin almaya devam edecektir.”
-Petrol fiyatlarına ilişkin belirsizlikler
Önümüzdeki döneme dair bir diğer risk unsurunun da petrol fiyatlarına ilişkin belirsizlikler olduğu aktarılan özette, her ne kadar küresel iktisadi görünümün zayıf seyri emtia fiyatları üzerinde aşağı yönlü baskı oluştursa da son dönemde petrol arzına dair sorunların belirginleşmesinin, enerji fiyatlarının görünümüne ilişkin yukarı yönlü bir risk unsuru olarak ortaya çıktığı kaydedildi.
Böyle bir riskin gerçekleÅŸmesi halinde Kurul’un, geçici fiyat hareketlerinden kaynaklanan etkilere tepki vermeyeceÄŸi, ancak beklentilerin bozulmasına da müsaade etmeyeceÄŸi vurgulandı.
Kurul’un, para politikası stratejisini oluÅŸtururken maliye politikasına iliÅŸkin geliÅŸmeleri yakından takip ettiÄŸi ifade edilen özette, ”Mevcut para politikası duruÅŸu Orta Vadeli Program’da (OVP) belirlenen çerçeveyi esas almakta, dolayısıyla mali disiplinin devamını öngörmektedir. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruÅŸunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir” denildi.
Önümüzdeki dönemde para politikası fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesine odaklanmaya ve finansal istikrarı gözetmeye devam edileceği vurgulanan özette, şunlar kaydedildi:
”Bu süreçte Merkez Bankası ve diÄŸer kurumlarca finansal istikrara yönelik alınan önlemlerin enflasyon görünümü üzerindeki etkileri de dikkatle deÄŸerlendirilecektir. Orta vadede mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesi, ülkemizin kredi riskindeki göreli iyileÅŸmeye katkıda bulunarak fiyat istikrarını ve finansal istikrarı destekleyecektir.
Bu yönde atılacak adımlar aynı zamanda para politikasının hareket alanını geniÅŸletecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde kalıcı olmasını saÄŸlayarak toplumsal refahı destekleyecektir. Bu çerçevede, OVP’nin gerektirdiÄŸi yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımlar büyük önem taşımaktadır.”
BloombergHT