Dünya Ekonomik Forumu’nun 42. toplantısı gerçekleşiyor. 25-29 Ocak tarihlerini kapsayan buluşmaya ilişkin haberlere bakarsanız ‘herkesin gözü orada’ sonucu çıkıyor. Ne diyecekler, ne yapacaklar, nasıl bir çözüm ortaya konulacak? Güzide basın işi gücü bırakıp, ısrarla halen bu tiyatronun ortaya bir çözüm koymasını bekliyor.
Ben size Davos’taki organizasyonun sonuç bildirgesini paylaşayım. Şimdi bazıları diyecek ki, ‘daha bugün başladı nasıl olur’? İşin esprisi de burada… Krizden bu yana yapılan Davos buluşmalarında, tıpkı AB Bakanları buluşması gibi aynı metni kopyalarcasına kamuoyunu yönlendirmeye çalışıyorlar.
Açıkçası itiraf etmek gerekiyor ki, bu tiyatronun son yıllardaki en iyi gösterimi ‘one minute’ söyleminin olduğu idi. Hiç olmazsa hareket oldu. Bundan sonraki süreçte senaristler kısır bir döneme girdiler. Performans kendini tekrar noktasından öteye gidemiyor.
Hadi gelin hep beraber neler söyleyeceklerini tahmin edelim: ‘Dünya ekonomisi toparlanma yoluna girdi. Bununla birlikte kırılganlık devam ediyor. Avrupa’nın içinde bulunduğu borç krizinin aşılabilmesi için, ülkelerin disiplin içinde politikalarına devam etmesi şart. Bununla birlikte piyasaların rahatlatılması için bireylere olan kredilere sıcak bakılmalı. Ekonomideki devinimin sağlanması gerekiyor.
En kritik noktadaki Yunanistan ekonomisinin düzelmesi, ancak elindeki varlıkları satma potansiyeline bağlı.’ Ana temaya da bakmak lazım. ‘Büyük değişim: Yeni modelleri şekillendirmek’. Mesela bununla ilgili açıklama ne olabilir? “İçinde bulunulan zor, ağır ama ümitsiz olmayan ekonomik koşullardan çıkmak için ülkelerin işbirliği içinde hareket etmesi gerekir.” Duy da inanma…
Yine ortak politikalardan, faturayı ödemesi düşünülen gelişmekte olan ülkelerin parlayan yıldızlarından söz edilecek. Tabii bu durumda Başbakan Yardımcı Ali Babacan’ın da Davos’taki olası konuşmasına göz atmakta yarar var.
“Türkiye ekonomide bir başarı öyküsü yazmıştır. Herkesin benzer yaklaşımlarla, sıkı para politikalarıyla bizi örnek almasında yarar olduğunu düşünüyoruz. İsteyenlere ders verebiliriz.” Elbette kapalı kapılar ardında bazılarının ‘aba altında gösterdiği sopa’dan bahsedilmeyecek. Türkiye’ye övgüler yağdırılacak.
Sonra Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, herkesin kendilerini nasıl övdüğünü anlatacak, AB Bakanı Egemen Bağış ‘Sıkı dur Avrupa yük almaya geliyoruz’ açıklamasında ısrarcı olacak ve elbette her güzel gösteri gibi bunun da sonu gelecek. Herkes ödevini yapmış olmanın huzuru içinde evlerine dağılacak.
Ardından çıkıp farklı ne olduğuna bakacağız ve Metin Akpınar’ın eski bir siyasetçiyi tarif ederkenki cümlesi aklımıza gelecek. ‘Durdu durdu, konuştu konuştu, ama hiçbir şey demedi.’ Bu arada meraklısına haber vereyim. Bir dahaki gösterim Türkiye’de, kaçırmayın. Çünkü bu ekonomik krizde bundan daha ucuz bir film seyredemezsiniz.