Türk Milleti, çok değerli bir evladını, kahramanını yitirdi. KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, yılları sair verdiği onurlu mücadelenin ardından, son sözü kendisine yakışır biçimde ‘bağımsızlık’ olarak hayata gözlerini yumdu.
Kurultay.net sitesinde makaleleriyle köşe komşum olan Sayın Cumhurbaşkanı’nın hayatı tam bir adanmışlık öyküsü. Burada uzun uzun bu kıymetli insanın yaptıklarına girmeyeceğim. Ama Denktaş deyince ne anlamamız gerektiğini bir cümleyle özetlemekte fayda var: Rauf Denktaş, halkı için halkıyla yaşamış bir dava adamı.
Bu uğurda kimi zaman eleştirilen, kimi zaman destek verilen, ama halkının yararına olduğuna inandığı yoldan asla dönmeyen, gerçek bir devlet adamından söz ediyoruz. Eğer bugün KKTC diye bir devlet varsa, oradaki soydaşlarımız güven içinde haklarını kaybetmeden yaşıyorsa, kim ne iddia ederse etsin, bunda Kurucu Cumhurbaşkanı’nın büyük emeği vardır.
Fakat bugün baktığınızda bazılarının timsah gözyaşlarıyla beylik laflar ettiğine şahitlik ediyoruz. Annan Planı çerçevesinde, referandumun öncesi ve sonrasında ‘yes be annem’ diyerek meydanları, ceplerine koyulan paralarla dolduranların hakaretlerini bu millet unutmayacaktır.
Denktaş’ı dün neredeyse çözümsüzlüğün adresi olarak gösterip, muhataplarının ellerine çok büyük bir güç sunarak, uluslararası camianın istekleri doğrultusunda adeta ‘vatan haini’ ilan etme noktasına gelenlerin, küresel bankerlerle ve Kıbrıs özelinde çıkarı olan devletlerle bir olup, kendisine hakaretler edilmesine neden olanların bugün üzüntüsünü dile getirmeye hakkı yok. Çünkü bence onlar için için bu büyük kayba seviniyorlar bile…
Seçimlerde Talat’ın nasıl desteklendiğine hepimiz şahit olduk. Bu süreçte meydanlarda edilen hakaretler yüreklerden silinmeyecek. Bugün Denktaş için ağlayanların, o tarihlerde kendisine nasıl hitap ettikleri unutulmayacak. Tarih çok büyük bir tanıktır. Bundan 50 sene sonra belki onların isimleri anılmayacak, ama Denktaş hep hatırlanan olacak. Çünkü tarih gerçek devlet adamlarına her zaman hakkını verir.
Her şeye rağmen KKTC Halkı, Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a son dönemdeki tavrıyla sahip çıkarak, bir anlamda özrünü ortaya koydu. Son seçimleri hatırlayın. Buradaki Ergenekon benzeri bir operasyon ve mevcut Silivri davalarıyla ilişkilendirilen bir süreç başlatılmak istendi. Hedef, KKTC seçimlerini yine Talat zihniyetinin kazanmasıydı.
Fakat KKTC halkı tokat gibi bir cevap vererek, hem oyunu bozdu, hem de bir anlamda Annan Planı sürecinde hakaretler yağdırılan Cumhurbaşkanı’na vefa borcunu ödedi. Oyun tutmadı ve Denktaş felsefesi yeniden adanın hakîmi oldu.
Seçim sonrasında bilhassa stratejik konumu ve enerji havzalarındaki zenginliği nedeniyle Kıbrıs’ın ne denli özel bir nokta olduğuna bir kez daha şahit olduk. Oysa Talat Cumhurbaşkanı iken, bir toplantıda kendisine bu enerji kaynaklarını sorduğumda ‘tevatür’ olarak nitelendirmişti. Geldiğimiz nokta, yaklaşımlarıyla kimin kiminle hareket ettiğini ortaya koyar nitelikte.
Bugün ve yarın acımızı yaşayalım. Türk milleti çok değerli bir evladını kaybetmiştir. Ama sonrasında Rahmetli Denktaş’ı yaşatmak isteyen varsa, anlattıklarına, mücadelesine sahip çıkmalı.
Ben kendi payıma söz veriyorum. Rahat uyu köşe komşum… KKTC’deki soydaşlarımızın hakkını, KKTC’nin bağımsızlık ilkesini her fırsatta savunmaya devam edeceğiz. Bazıları Temmuz 2012’de Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile AB Dönem Başkanlığı aşamasında
Sürece ‘ver kurtul’ zihniyetiyle yaklaşsa bile. KKTC Halkı Türk milleti’ne emanet… Rahat uyu Sayın Cumhurbaşkanı, rahat uyu…
Lefter e gösterdiğimiz şaşalı vedayı,Denktaş gibi,kendisini milletine adamış,yürekli özverili insana gösteremedik.Kahramanlarına,çalışkanlarına,yüreklerini açmayanlar.yokturlar