Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Cuma günü 9 ülkenin kredi notunu düşürdü. Özellikle Fransa’nın notunun kırılacağını piyasalar uzun zamandır fiyatlara dahil etmeye başlamıştı. Yani Cuma günkü açıklama, ‘ayanın beyanından’ öte gitmedi. Not indirimlerinin piyasalara etkisi sınırlı olacaktır. Hatta kısa vadede euro, değer bile kazanabilir.
S&P Cuma akşamı yağdı, esti… Kıbrıs, İtalya, Portekiz ve İspanya’nın kredi/ülke notlarını iki kademe birden indirirken, Avusturya, Fransa, Malta, Slovakya ve Slovenya’nın notlarını birer kademe indirdi. Belçika, Finlandiya, Almanya, İrlanda, Lüksemburg ve Hollanda’nın notlarını değiştirmedi, cari seviyelerini ‘teyit etti’! 5 Aralık’ta negatif izlemeye aldığı bu notları da ‘izlemeden çıkardığını’ açıkladı.
Herşey bir yana özellikle AB’nin iki ana dayanağından biri olarak görülen Fransa’nın (ve de Almanya’nın ‘ekürisi4 durumundaki Avusturya’nın) noktalarının AAA’dan AA+’ya bir kademe indirilmesi piyasaları en fazla ilgilendirne değişiklikti. İlk gruptaki ülkelerin 2 kademe birden indirilene kadar S&P’nin neden beklediği ayrı bir tartışma konusu. Bir diğer tartışma konusu da bu kararın ‘resmen’ açıklanmadan önce piyasalarca ‘duyulmuş’ olmasıdır! Normal koşullarda derecelendirme kuruluşları 24 ya da 48 saat öncesinden ilgili ülkenin Hazine ve Merkez Bankası’nı kamuoyuna yapılacak ‘basın açıklaması’ hakkında bilgilendiriyorlar. Anlaşılan o ki bu açıklamanın yapılacağı ‘birileri’ tarafından önceden duyulmuş…
Gerçi Kasım ayında S&P’nin ‘yanlışlıkla’ (nasıl bir yanlışlıksa?) müşterilerine gönderdiği e-posta’da Fransa’nın notunun düşürüldüğü ‘ilan edilmişti’! Piyasalar da bunu fiyatlamaya başlamıştı bir anlamda. Cuma günkü açıklama ‘ayanın beyanından’ çok da öte gitmedi!
S&P not indirimlerini neye dayandırıyor?
9 Aralık’taki liderler zirvesinden elle tutulur bir ilerleme kaydedilemediğine değinildikten sonra AB bölgesinde:
1- Kredi piyasalarındaki zorlukların artması
2- Euro bölgesindeki ülkelerin risk primlerinin artması
3- Ülkeler ve hane halkalarındaki ‘indireç’ sürecinin hızlanması
4- AB Bölgesi’ndeki büyüme konusundaki zaafiyet
5- Bölgedeki sorunlar konusunda AB politika yapıcıları arasındaki açık ve uzayan anlaşmazlıklardan dem vurulmuş.
Cuma günü piyasalar ‘not indirimlerine’ çok da agresif tepkiler vermediler. Genel kanı, “Böylesi bir indirim bekleniyordu, çok da sürpriz olmadı” şeklindeydi. Bu yaklaşım kısa vadede doğru olsa da, orta ve uzun vadede çok da gerçeği yansıtmıyor. Peki bundan sonra neler olabilir?
– Almanya AAA notunu kaybetmemek için çok daha ‘tutucu’ olacak, AB’nin ihtiyaç duyduğu likidite kolaylığı konusunda daha da “ketum” olacaktır.
– Notları düşen ülkelerin “kağıtlarını elinde tutan bankalar için daha fazla ‘sermaye’ yeterliliği aranacak, sermayenin kıt olduğu bir dönemde bankalar ihtiyaç duyacakları sermayeyi temin etmekte zorlanacaklar.
– BASEL III uygulamasının hayata geçmesi ertelenecek, bu da Almanya’nın talep edeceği mali disiplin meselesinin hayata geçmesini erteleyecektir.
– Yunanistan’ın borçlarının yüzde 50’sinin silinmesinde anlaşılamazken artık yüzde 70 ve üstü tartışılmak zorunda kalacak!
– ECB’nin (Avrupa Merkez Bankası’nın) neden 498 milyar euroluk ihaleyi Aralık ayında açtığı şimdi daha iyi anlaşılıyor. Not kararlarından sonra açsaydı, kamuoyuna bunu anlatmakta zorlanacaktı. Diğer yandan da İtalya ve İspanya’nın notları düşmeden ‘uygun faiz oranlarından’ birilerinin ‘mallanmasını’ başka türlü nasıl sağlayacaklardı?
Gelelim sadede… Bugün ABD piyasaları Martin Luther King günü sebebiyle kapalı! ‘Not indiriminin’ etkileri ilk aşamada sınırlı olacaktır. Piyasalar ilk aşamada ‘bu indirim nasılsa fiyatlarda vardı!’ hatta Fransız Maliye Bakanı Baroin’in de dediği gibi ‘Not indirimi iyi bir haber değil. Ancak not bir kadem düşürüldü ve ABD’nin notu ile aynı kademeye indi, bu bir felaket değil!’ diyebilecek! Eh gelişmiş 7 ülkeden en önde gelen iki-üç tanesinin notu inmişse eğer, piyasa kendi içinde riski yeniden tanımlayacaktır.
Eskinden AAA notları ‘gösterge’ iken şimdi AA+ notları gösterge olacak. Piyasalar bir anlamda ‘curve’ yapacak!. Sınavlarda eğer hiç kimse tüm soruları cevaplayamaz, en iyi cevaplayan 100 üzerinden 60 almışsa, 60 alan en yüksek notu alır, geri kalanlar da 60’a oranla sıralanırdı, buna da üniversitede ‘curve yapmak’ ya da ‘çan eğrisi yapmak’ deniyordu! Eskiden AAA notu 100 kabul edilirken, şimdi AA notu 100 kabul edilecek. Halihazırda AAA notuna sahip olanlarda ‘yıldızlı 100’ ile ödüllendirilecek! Fırsatçı bir yaklaşım sergilenecek! Bu fırsatçı yaklaşım kısa vadede ‘çalışsa da’ uzun vadede çalışmayacak ve kredi notu düşen ülkeler hem borçlanmakta sorun yaşayacak, hem de onlara borç veren bankalara sorun yaşatacak.
Asıl önemlisi EFSF’nin notu bu durumda düşecek. Her ne kadar Almanya bu konuda dirense de EFSF’nin ve devamında da ESM’nin (Avrupa İstikrar Mekanizması’nın; ki bu bir şirket halini alacak ileride) kredibilitesini korumak zor hem de çok zor olacak!
Gelelim bu haftanın piyasalarına…
Cuma günü gelen not indirim haberlerine rağmen 1.2650’nin altında bir kapanış yap(a)mayan euro/dolar paritesinde haftanın ilk günlerinde 1.2450’ye doğru bir gerileme olabilir. Ancak; Cuma günkü tepkilere bakıldığında; bu ihtimal düşük! ‘Not indirimleri zaten fiyatlanmıştı’ denecek olur ise paritedeki düşüş hareketi sınırlı kalacak, hatta kısa vadede birçoklarına garip gelecek şekilde euro değer bile kazanabilecek!
Nereye kadar derseniz… 1.2940 ‘iyimser’ bir tahmin olacaktır. Euro/dolar paritesinde her ne kadar bu seviyeye kadar bir yükseliş ihtimali varsa da 1.2450’yi gözardı etmemekte fayda var haftanın ikinci yarısında..
Bize yansımasına gelince…
Kısa vadede etkisi çok hissedilmeyecek! Ancak not indirimleri mutlaka ama mutlaka beraberinde bir ‘indireç’ sürecini getireceğe benziyor. Kısa vadede etkisi ‘sınırlı’ olsa da orat ve uzun vadede (yıl sonuna kadar) hem borsalarda hem de reel ekonomide ‘indireç’ sürecinin etkilerini mutlaka hissedeceğiz…