Geçen yaz ABD ‘ye ait bütçe açığının azaltılması konusunda kongreden onay alan planın, borç krizini çözmekte yeterli olmayacağını gerekçe göstererek ABD tarihinde ilk kez kredi notunu düşürme radikalliğini gösteren kredi derecelendirme kuruluşu S&P, bu kez her ne kadar gerekçeleri onaylanıp desteklensede zamanlama konusunda yine radikal bir kararla aralarında Fransa, Avusturya ve İtalya’nın da yer aldığı Euro Bölgesi’nin 9 ülkesinin kredi notlarını düşürdü. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s bu karar ile Fransa, Avusturya, İtalya, İspanya, Portekiz, Malta Kıbrıs Rum Kesimi, Slovenya ve Slovakya ya ait kredi notları negative etkilenirken,Avrupa’nın amiral gemisi Almanya’ya ait AAA olan kredi notunu değiştirmeyerek teyit etmesi ‘’çekirdek AB‘’ söylentilerinin ayyuka çıktığı bu günlerde bu fikri destekler düzeyde.Almanya dışında en yüksek nota sahip diğer ülkelerden olan Finlandiya, Lüksemburg ve Hollanda’nın da not görünümlerinin negative olduğunu bilmekte yarar var. Keza çekirdek AB olasılığı gerçekleşirse bu dört ülke başı çekecekler arasında olacak.
Yeni bir İnsider Trading vakası!
Cuma günü hem Türkiye hemde Avrupa’da yaşanan sert satış dalgası için herkes bahaneler ararken 6 saat sonra, Avrupa’dan gelen not indirim haberleri aslında içerden öğrenenenlerin ticaretini birkez daha gözler önüne serdi. Milyar dolarlık işlemlerin gerçeklştirildiği piyasada kazanan yine haberi ilk öğrenenler oldu.
Euro bölgesindeki temel sorun
Şu sıralar en moda söylemlerden biri AB’ye akıl vermek hastalıklı ülkelere reçete vermek gibi. Çünkü gün geçmiyor ki absürt bir yaklaşımla akıl verilmesin. Ekonomistlerin bence temel hatası PIIGS temelli hastalıkları tüm AB ‘ye mal ederek yanlış hastaya yanlış ilaç vermekten ibaret .Bulaşıcılık” (contagion) riskinin bu derece yoğun olduğu bir ortamda Yunanistan’a ait faiz oranlarında ,CDS’lerinde başlayan sorunun , kolayca İtalya , İspanya ve Fransa’ya sıçramış,olması temelinde aynı, fakat sonuçları farklı izler bırakması bunun sonucu denebilir. Euro bölgesinin artık kronikleşen üçüncü sorunu olan kamu sektörünün borcu ise alarm vermeye devam ediyor. Sonuçları yavaş yavaş görülen kamu borcu sorunu resesyon habercisi.Yüksek bütçe açıkları ve büyüme görünümünün bu derece zayıf oluşu borçlanma faizlerini tetikleyince zaten borç tuzağına düşen AB için borç sürdürülebilirliğinin imkansızlığını gösteriyor .Farklı hastaya farklı reçete kavramının desteklendiği başka bir kavram ise ülkeler arasında “ödemeler dengesi”. Kabaca hastalıklı AB için Almanya’ya da aynı ilaç veriliyor Yunanistana’da. Almanya gibi cari dengesi sürekli fazla bir ülke ile Cari açık ve tasarruf açığı ağırlıklı olarak kamu sektöründen dolayısıyla bütçe açıklarından kaynaklanan, toplam harcamaların yüksek, iç talebin yüksek hiçbir sektörde rekabetçi ve ihtisaslaşmış bir ülke olamayan Yunanistan’a da aynı ilaçlar. PIIGS’ler için tek çözüm yollarından biri olan paralarını devalue etme ihtimalide olamayınca sorunun kaynağına inilemiyor. Halbuki kur serbest olsaydı kuru devalüe etmek PIIGS’lerin üretkenliğini arttıracağından sorunlara ,siyasi karar alma mekanizması destekli daha etkin çözüm getirecekti.
ÖMER DEMİR