Dijital Fısıltıdan Dijital Gürültüye

İktisadi ve sosyal hayatımıza etkisi bakımından son dönemde en büyük değişimi yaratan “icatlar” bilişim alanındaki gelişmelerdir.

Bir yandan donanımda diğer yandan yazılımda uygulamaya konan buluşların, birbirini etkilemesi sonucunda, “E-ekonomi” sektöründe üretilen ürün sayısı ve kalitesi adeta patladı. Çünkü donanımda ve yazılımda 100’er buluş yapıldıysa, nitelik ve nicelik bakımından farklılaşan ürün sayısı 100 artı 100 eşittir 200 değil, 100 çarpı 100 eşittir 10 bin oldu. Pek tabii, yeni devreye giren buluşların yarattığı “ek fayda” (marginal utility) iktisadın şaşmaz “azalan verim kanununa” tâbi olarak düştü. Bu sebeple 15-20 yıl önce bilişimi ürünlerinin, sanayiye yeni girdiği dönemde sağlanan verim ve verimlilik artışı durdu. Nitekim onca göz kamaştıran bilişsel ürünlere rağmen, dünyanın en ileri ekonomileri olan ABD, AB ve Japonya’da “büyüme durmuştur”. Hâlbuki bilgisayar ile telsiz iletişimin bir arada kullanılmasıyla yaratılan ürünlerin, uzun yıllar küresel ekonomik büyümenin çekici gücü olacağını sanıyorduk. Bir başka olumsuz gelişme de ürünlerin faydalı ömürlerini tamamlamadan, çöpe gitmesi yani “israf ekonomisi” yaratılması şeklinde ortaya çıktı. Bu da “gösterişli ama getirisi olmayan” bilgisayar donanımı ve yazılımı yatırımlarının artmasına sebep oldu. Her sektör dururken bu sektör, “hayrı kendine” büyümesini sürdürdü.

FISILTI VEYA CİKCİK MÜHENDİSLİĞİ

Sözlüğe baktım, “twitter” kuş gibi cıvıldamak, kıs-kıs gülmek, heyecanlanmak, bir haberi cikcik diye öten kuşlar gibi söylemek demekmiş. Benim de eski bir mezunu olduğum Pennsylvania Üniversitesi, geçen sonbaharda yeni bir program başlatmış. Mühendislik Fakültesi tarafından yönetilecek programa “Pazar ve Sosyal Sistemler Mühendisliği” adını vermişler. Programın magazinsel adı da “Twitter Uzmanlığı” (Majoring in Twitter). Türkçesi de “Cikcik ve Fısıltı Sistemleri Mühendisliği” olabilir. Adı biraz gırgır olsa da üniversite, hazırladığı müfredat programını son derece ağır yapmış. Müfredat, “matematik”, “iktisat” ve “bilgisayar mühendisliği” sütunları üzerine inşa edilmiş. Öğrencilere ayrıca, sosyal ağlar, sosyal ağ tasarımı/modellemesi, teknoloji adaptasyonu, internet ekonomisi ve internet reklamcığı gibi meslek dersleri de verilecekmiş. Google ve Yahoo gibi kuruluşların iş modelleri ve nereden para kazandıkları anlatılacakmış.

FISILTI GAZETESİNDEN SOSYAL MEDYAYA
Eskiden “fısıltı gazetesi” diye bir deyim vardı. Yazılı, sözlü ve görüntülü medyada yer almayan “dedikodu” ve benzeri haberler veya bilgiler, fısıltı gazetelerinde yayımlanırdı. Herkes birbirine “duydum ki” diye başlayan cümlelerle, doğruluğu su kaldıran haberler verir “maşeri vicdanda” kanaat oluşturmaya veya taraftar toplamaya çalışırdı. Hayat, o zaman da paylaştıkça güzelleşir veya çirkinleşirdi. Şimdi fısıltı gazetesinin yerini “sosyal medya” aldı. Google, Facebook, Twitter veya LinkedIn gibi sosyal medya sistemleri bir yandan “saydamlık” yaratırken, diğer yandan kişilerin ve kurumların rakiplerine “çamur atma” ve kendi propagandalarını yapma imkanlarını da arttırdı. Ama bir gerçek var ki; sosyal medya sosyal hayatımıza girip lök gibi yerleşti. Bu konuda da sonunda “parası olan” iktidar sahipleri en çok gürültüyü çıkaracak, halkın fısıltıları duyulamaz hale gelecektir.
Son Söz: Sosyal medya, sosyal medyanın kurdudur.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir