Küresel mali piyasalar haftaya nispeten sakin başladı. Ama dolar euro karşısında yükseldi. Parite 1.27’ye yaklaştı. İMKB ise düştü. TL ise gücünü korudu. Gün içinde sepet 2.13 TL’nin altını gördü.
Kasım sanayi üretimi TÜİK tarafından yayınlandı. Geçen yılın aynı ayına göre toplam sanayi yüzde 8.4; imalat sanayii yüzde 7.6 arttı. Takvim ve mevsim etkisi temizlenince ekime göre toplam yüzde 2.5; imalat sanayii yüzde 3.1 geriledi. Beklentilerle uyumludur.
Kurla bağlantılı yeni bir tartışma başladı. Bakan Babacan ihracatçıları eleştirdi. TL’nin değer kaybetmesine rağmen ihracatta artışın zayıf kalmasını sorguladı. Kısa dönemde kurun ihracata etkisi sınırlıdır. Orta dönemi beklemek gerekiyor.
Gene Bakan Babacan’dan önemli bir açıklama geldi. TL değer kaybederken sermaye girişi olduğunu söyledi. İlginç; döviz talebinin içeriden kaynaklandığına işaret ediyor. Aralık ve ocak ödemeler dengesi yayınlanınca ayrıntısını öğreneceğiz.
Nispi fiyatın önemi
Enflasyon analizinde ölçme sorunlarına sık sık değiniyorum. Gazete manşetlerine çıkan TÜFE ‘yaşam maliyetini’ hesaplamak üzere tasarlanmıştır. Dolayısı ile birbirinden bağımsız çok sayıda etkeni yansıtır.
Bunlardan biri de nispi fiyatların değişmesidir. Piyasa ekonomisine dinamizmini fiyat hareketleri verir. Tüketim, üretim ve yatırım kararlarını fiyatlar belirler. Dolayısı ile fiyatlar hem kısa dönemde dalgalanır hem uzun dönem eğilimleri oluşur.
Nispi fiyat değişimi para politikası için hayatidir. Bilinen örneği hatırlatalım. Dolaylı vergide artış ‘yaşam maliyetini’ yükseltir. Ancak enflasyonist değildir. Çünkü vatandaşın satın alma gücünü azaltır. Böylece toplam talep kısılır. Petrol fiyatı, döviz kuru vs. benzer etki yapar.
Enflasyon analizinde kiraları ve berber fiyatlarını o nedenle önemsiyorum. Ancak, tekil fiyatlar yanıltabilir. Daha genel kategorileri kullanmak gerekiyor. Özellikle mal fiyatları ve hizmet fiyatları ayrımı bu bağlamda çok yararlıdır.
Maalesef TÜİK bu ayrıntıyı yayınlamıyor. İmdadıma Turkey Data Monitor ekibi yetişti (www.turkeydatamonitor.com). Türkiye için AB Harmonize TÜFE verileri 1996’dan başlıyor. Kasım 2011’e kadar geliyor.
İki istisna dönem
Nispi fiyat endeksini, mal fiyatları endeksini hizmet fiyatları endeksine bölerek hesaplıyoruz. Ocak 1996’yı 100 aldım. Mevsim etkisini temizlemedim. Dolayısı ile aydan aya sert dalgalanmalar var. Uzun dönem eğilimini ayrıca gösterdim (trend).
İktisat teorisi uzun dönemde malların hizmetlere kıyasla ucuzlamasını öngörür. Hizmet kesimlerinde verimliliğin daha yavaş artmasına atfedilir. Genelde Türkiye deneyimi ile uyumludur.
Ancak iki istisna dönem var. Biri, 2001 krizi sonrası; malların nisbi fiyatı hızla yükseliyor. Nedeni döviz kurunun sıçramasıdır. Mart 2003’den sonra, TL’nin değer kazanması ile birlikte yeniden düşüşe geçiyor.
Diğeri 2007 yazında devreye giriyor. Önce nispi fiyatta düşüş duruyor. 2009 ortasında artışa geçiyor. Yükseliş eğilimi 2011’de iyice belirginleşiyor. Buraya bir mim koyalım. Analizi sürdüreceğim.