BIST-100 endeksi dün % 0.38’lik primle 83.429 puandan yataya yakın bir kapanış yaptı. Kur ve gösterge tahvilin bileşik faizindeki yüksek seyir, endekste görülen tepki hareketlerinin cılız kalmasına neden oluyor. Teknik dinamikler halen yükseliş potansiyelini işaret ediyor ancak; tepki alımlarının gücünü temel dinamikler belirleyecek.
Ocak ayı sonu – Şubat ayı başında 92.500 – 93.000 direnç bölgesi 3 kez test edildi. Ancak, BIST-100 endeksi bu direnci kıramayınca, borsada 2015 yılının ilk ciddi düzeltmesini gördük. Bu bölge test edilirken; aşırı alım – satım göstergesi olan RSI’dan düşüş sinyali gelmişti: Endekste görülen zirveler yatay kalırken; RSI’da aynı seviyelere karşılık gelen her yeni zirve bir öncekinden daha düşük seviyede oluşunca negatif uyuşmazlık ortaya çıktı ve ardından gelen satış dalgasıyla endeks, petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte 2014 yılı Ekim ayından bu yana oluşan orta vadeli yükselen trendini aşağı yönlü test etmeye başladı. Aşağı yönlü sarkmalar görülse de bu trend halen tam anlamıyla kırılmış değil. Son duruma bakıldığında, 83.000 seviyesini destek edinen endekste görülen diplerin yatay kaldığı; ancak RSI’da bu seviyelere karşılık gelen diplerin ise bir öncekinden yukarıda olduğu görülüyor. Yani bu kez oluşan aykırılık pozitif. Diğer taraftan, momentumda görülen toparlanma da RSI’ın işaret ettiği yükseliş sinyalini destekliyor.
Kısa vadeli bir yükseliş trendinin oluşabilmesi için endeksin en azından 85.000 – 85.500’ün üzerinde tutunmayı başarması gerekiyor. Eğer gelecek olası tepki alımları yeterince güçlü olur ve bu seviyeler aşılırsa sırasıyla 86.500 ve 87.700 dirençlerinin de test edildiğini görebiliriz. Ancak, gelecek tepki yine cılız kalır ve endeksin uzun vadeli yükseliş trendi aşağı yönlü kırılırsa satışların sertleştiğini görebiliriz. Bu durumda, ilk olarak 81.150’ye kadar bir geri çekilmeyle, endeksin geçen yılın Aralık ayında oluşan boşluğu doldurması; daha sonra da 80.000 desteğine kadar bir geri çekilme beklenebilir.
Teknik görünüm, yükseliş ihtimalinin daha kuvvetli olduğunu işaret ediyor. Ayrıca, temel görünümde, petrol fiyatlarının düşmesiyle oluşan yükselen trendin kırılmasını gerektirecek ciddi bir bozulma da görülmüyor. Buradan hareketle, mevcut seviyelerin, en azından endeksin 81.150 desteğine kadar gerilemesi durumunda oluşacak zararı göze alan yatırımcıların alım yapması açısından uygun olduğu söylenebilir.
12:00’da Euro Bölgesi’nde açıklanacak olan Sanayi Üretimi; 15:30’da ABD’de açıklanacak olan Perakende Satışlar ve Haftalık İşsizlik Maaşı Başvuruları gün içerisinde takip edilmesi gereken veriler.
Gelelim Temel Görünüme…
Temel dinamiklerdeki görünümü bugün itibariyle yeniden değerlendirecek olursak;
– Faiz indirim beklentileri ötelendi: Kurdaki yükselişin fitilini, olası acil PPK ile ciddi bir faiz indirimi gelebileceğine yönelik beklentiler ateşlemişti. Enflasyonun acil PPK’ya gerek duyulacak ölçüde gerilememesi (ve dolar/TL’deki sert yükseliş) bu beklentilerin ötelenmesini sağladı.
– Siyasi söylem pozitif anlamda değişti: Siyasi kanattan gelen açıklamalar da, yangına körük misali, TL’deki değer kaybını hızlandırmıştı. Ancak, son günlerde siyasi cepheden arka arkaya gelen TCMB’yi destekleyici yönde gelen açıklamalar son derece olumlu.
– Makro Görünüm Hala Pozitif: Hafta başında açıklanan Sanayi Üretimi verileri ekonomik büyümedeki zayıf görünümü değiştirmeye yetmedi; ancak, dün açıklanan Ödemeler Dengesi verileri beklentilere paralel şekilde gerçekleşerek cari açıktaki toparlanmanın devam ettiğini gösterdi. 2014 yılında cari işlemler açığı, 2013 yılına göre 18.8 milyar dolar azalarak 45.8 milyar dolara geriledi. Kurdaki yüksek seyir artırıcı yönde etki yapacak olsa da enflasyondaki mevcut aşağı yönlü trendin sürmesi beklenebilir.
– Kur 2.50, Faiz % 8’in üzerindeyken endeksin geleceği yerleri gördük: Hazine’nin bu hafta gerçekleştirdiği ihalelere gelen talebin düşük olması gösterge faizin % 8.62’ye kadar yükselmesine neden olmuştu. Ancak, siyasi söylemdeki değişim ve mevcut seviyelerin Borsa İstanbul’da fiyatlanmış olduğu göz önüne alınırsa; şimdilik faiz tarafındaki endişelerin de bir nebze olsun azalmasını sağlıyor diyebiliriz. Diğer taraftan, piyasa, dolar/TL 2.50 olduğunda BIST-100 endeksinin geleceği seviyeleri de görmüş oldu.
– Petrol tarafındaki tansiyon düşüyor: Geçen hafta yönünü yukarı çeviren petrol fiyatları da son günlerde arza yönelik gelen olumlu haberlerle normalleşmeye başladı. Energy Information Administration’ın (EIA) açıkladığı verilere göre, ABD’de ham petrol stokları geçen hafta 4.87 milyon varil artarak 417.9 milyon varile ulaştı. Böylece, ABD’de stok ve üretim rakamlarının 30 yılı aşkın sürenin zirvesine çıkmış oldu.
– “Sabırlı” Fed, muhtemelen, küresel dengeleri bozacak aceleci bir adım atmayacaktır: Geçen hafta ABD’den gelen istihdam verilerinin beklentilerinin oldukça üzerinde olması küresel piyasalarda gerginliğe yol açmıştı. Ancak, Fed üyelerinin zayıf enflasyona atıfta bulunan açıklamaları ve hafta başında Çin’den gelen enflasyon verilerinin genişleyici politikalara olan ihtiyacı işaret etmesi bu gerginliği biraz olsun dindirdi. Bir tarafta faiz artırımları konusunda “sabırlı olacağını” ve “uluslararası gelişmeler”i dikkate alacağını açıklayan Fed, diğer tarafta Avrupa ve Asya başta olmak üzere küresel anlamda genişleyici politikalara olan ihtiyaç göz önüne alınınca en azından Haziran’a kadar çok da korkulacak bir durum yok aslında. Zira, Fed’in küresel dengeleri sarsacak yönde bir adım atması da dünyanın en büyük ithalatçısı olan ABD ekonomisine de yol, su ve elektrik olarak geri dönecektir.
– Kilit nokta Yunanistan ve Ukrayna: Şu an piyasalara bir bahar gelecekse Yunanistan ve Ukrayna’dan gelecek denebilir. Ama bu bahar ilkbahar mı olacak sonbahar mı hep birlikte izleyip göreceğiz. Dün, Ukrayna krizini görüşmek üzere Belarus’un başkenti Minsk’te biraraya gelen Fransa, Almanya, Rusya ve Ukrayna liderleri bir uzlaşmaya varmaya çalışacak. Dün, Euro Bölgesi ekonomi ve maliye bakanlarının, Yunanistan’ın Şubat ayı sonunda sona erecek mevcut kurtarma programının geleceğiyle ilgili bir toplantı gerçekleşti. IMF Başkanı Lagarde’ın da katıldığı toplantıdan bir uzlaşma çıkmadı. Görüşmeler 16 Şubat Pazartesi’y devam edecek. Dünkü toplantıdan uzlaşma çıkmaması sonrasında ABD endeks vadelileri yönünü aşağı çevirirken, gelişmekte olan ülke para birimlerinin göstergesi rekor düşük seviyeye geriledi. Ancak, bu durumun geçici olduğunu düşünüyorum; çünkü, ortada bu kadar görüş ayrılığı varken AB ve Yunan liderlerin ilk toplantıdan uzlaşma çıkarmalarını beklemek fazla iyimser geliyor bana. Euro Grubu Başkanı ve Hollanda Maliye Bakanı Dijsselbloem, 7 saati aşan toplantının ardından basına yaptığı açıklamada, “Birbirimizi daha iyi anladık ama anlaşamadık” demesi ve Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varoufakis, ilk kez katıldığı Eurogroup toplantısında “kesinlikle” Euro’dan çıkmayacaklarını söylemesi şimdilik olumlu gelişmeler olarak görülebilir.
Özetle…
Endeksteki sert düzeltmeye zemin hazırlayan iç kaynaklı olumsuzluklar şimdilik önemli ölçüde giderilmiş gibi görünüyor. Ayrıca, 2015 yılına dair tüm pozitif senaryoların göbeğindeki petrol fiyatlarında da başlayan normalleşme nedeniyle endişelenmeyi gerektirecek bir görünüm bulunmuyor. Teknik dinamiklerde yükselişi işaret ettiğinden; diyebiliriz ki; “Biz tamamız; Ukrayna ve Yunanistan siz de tamamsanız yükselebiliriz.”…
Erol Gürcan
Araştırma Uzmanı
Gedik Yatırım